{ "title": "Kronik Tonsillit", "image": "https://www.kronik.gen.tr/images/kronik-tonsillit.jpg", "date": "21.01.2024 09:33:10", "author": "ismail veske", "article": [ { "article": "
Kronik Tonsillit, Bir sene içerisinde en az 7 kez ya da iki sene üst üste her sene en az 5 kez geçirilmekte olunan akut tonsillit atakları, kronik tonsillit şeklinde tanımlanmaktadır. Bu rakamlar aile üyelerinden elde edilmekte ve çoğu kez doğru olan rakamlar değildir. Doktorun ailenin vermiş olduğu anamnez hakkında kuşkusu bulunuyor ise hastayı doktorun takip etmesi gerekir. Kronik tonsillit olan hastalarında hecmelerin klinik tablosu akut tonsillitine göre farksızdır.

Yapılan muayenelerde akut olan tabloya ilave olarak ileri derecede olan büyük bir tonsiller ile karşılaşılabilir. Her büyük şekilde olan tonsil kronik şeklinde değerlendirilemeyeceği gibi, tonsillerin küçük bir şekilde olması da normal olarak değerlendirmek mümkün değildir. Tam tersi kendini tekrarlayan tonsillit ataklarına bağlı bir şekilde meydana gelen fibrozis tonsil dokusunun büzülmesine sebep olabilir. Bu tonsillerin kriptaları silinmiş üst kısımları ise düzleşmiş bir durumdadır. Bu tablolara özellikle yetişkin olan insanlarda rastlanır.

Kronik tonsillit ataklarının nedeni; Hasta olan kişilerde iş gücü kaybına, okula giden öğrencilerde derslerinde başarısız olmasına, hayat standardının düşmesine, akut tonsillofarenjit bölümünde belirtilmiş olan komplikasyonların gelişme olasılığının yükselmesine ve tadavilere bağlı olarak maddi kayıplara sebep olmaktadırlar. Bu sebeple, bu hastalarda atakların tek tek tedavisinin yapılması yerine ya penisilin profilaksisine veya tonsillektomiye işlemine başvurulmalıdır. Profilaksi üç haftada bir uygulanan depo penisilin enjeksiyonudur. Profilaksiye olmasına rağmen atak geçirmekte olan hastalar meydana gelebilir. Bu durumun sebepleri; Streptokok dışı olan bir mikroorganizma ile enfeksiyon gelişmiş olabilir. Normal olan florada yer alan ve kendileri tonazla penisilinin inaktif bir duruma getirilebilir. Bu tür olaylarda beta laktamaz stabil aminopenisilinler kullanılması gerekmektedir.

Hastalarda enfeksiyonun streptokokal bir şekilde olduğunun tespit edilmesi gerekmektedir. Bu maksatla başvurulan iki yol ise boğaz kültürü ve ASO bakılmasıdır. Boğaz kültüründe tekrarlamakta olan tonsillit bakımından önemli olan bakteri AGBHS'tur. Öbür gruplar ise sillofarenjit oluşturmayan S. Aureus, H. İnluenza M. Kataralis biçimindeki mikroorganizmaların salgılamış olduğu beta laktam gruplar ve Beta hemoliz oluşturmayanlar normal olan florada bulunmaktadır ve önemsizdir.

ASO titrasyonunun yüksek olması; bu durumun tek başına kronik olan tonsillit lehine değerlendirilmesi doğru olamaz. Kliniğin bu durumu desteklemesi gerekmektedir. Öbür taraftan kliniği olmayan hastalarda, kültürde üreme bulunda bile tedavisinin yapılması gerekmemektedir. Bu tür hastalarda ASO yüksekliğine pek rastlanmamaktadır. Başka insanlara bulaşma durumu oldukça düşük bir olasılıktır. Hastanın kendisi için komplikasyon gelişme olasılığı bulunmamaktadır. Bu tür hastalarda tonsillektomi endikasyonu bulunmamaktadır.

Kronik tnsillitin tedavisi; Kronik tonsillit olan hastaları hecmelerin haricinde muayenesi yapılırsa ön plikanın hiperemik olduğu, farenks de granüler lenfoid hiperplazinin var olduğu tespit edilebilmektedir. Ön plikaya abeslang vasıtası ile bastırınca üst kutupdan epitel, lökosit, besin ve bakteri artıklarından meydana gelen magma gelebilir. Bu tanıya özellikle yetişkin olan insanlarda görülmektedir. Magmanın pis bir kokusu vardır ve hasta ağız kokusu olmasından oldukça şikâyetçidir. Çocuklarda ise boyun kısmında lenfadenopatiler yer almaktadır. Bu tür hastalarda izole farenjit atakları da meydana gelebilir. Farenjit kendisini boğazda yanma ve boğazda çepeçevre yüzük biçiminde daralma şeklinde belli etmektedir. Yutma güçlüğünün olması oldukça belirgindir.
" } ] }